30.03.12
Yeniden herkese merhaba,
Yazmadigim bir ay icinde annem her konusmamizda blog yazmami hatirlatip durdu ama ben ailemle ve arkadaslarimla o kadar cok konustum imkani buldum ki herkesin bildigi oncesinde konustugumuz seyleri tekrar yazmak mantiksiz geldi. Biraz da usendim kabul. Bugun cok mutluyum hatta icim icime sigmiyo. Oncelikle ben dun olanlari anlatmaya basliyim ki her sey yerine otursun. Dun her persembe ogleden sonra yaptigim gibi Tassen'la yuruyuse cikmistim. Eve gelirken posta kutumuza baktim. Onca mektup, fatura, dergi ve gazetelerin arasinda kendi adimi gormek cok heyecanli oluyo o yuzden posta kutusuna bakmayi cok seviyorum. Dun ustunde adimin yazdigi kocaman bi zarf aldim posta kutusundan ama neden oldugunu biliyodum. 3 hafta once Ingiltere vizesi icin basvuruda bulunmustum cok da guzel gecmisti. Her sey o kadar sorunsuz gecmisti ki icim acikcasi cok rahatti. Ben tabiki zarfi gorunce daha da keyiflendim cunku 3 nisanda gidiyoruz daha ne kalmisti ki. Ben bile strese girmeye baslamistim nerede benim pasaportum diye. Eve geldim, hsot annem ve babam gec gelicegi icin Julie bize yemek hazirlamisti. Biz de zarfi gorunce birbirimize sarildik, kutladik daha bakmadan. Sonra pasaportumla birlikte gelen kagidi elime aldigimda reddedilme nedenlerinin yazdigini anladim. Birden olunca sok geldi heralde okdugumu bile anlayamadim. Cumleler yok oluyo sanki nerede reddedilme kelimesi varsa onu buluyorum oraya bakiyorum. Neyse reddedilme nedenini anlatayim o zaman. Benim Ingilterede hic ailemden biri ya da arkadasim yokmus. Otel rezervasyonunda ailem adina oldugunu belirtmemize ragemn adimi goremedikleri icin geri donup donmeyecegimden emin olamamislar. Host ailemin masraflarimi karsilayacagini belirtmeme ragmen herhalde sokakta sarki soyleyip otel masrafimi Londrada kendim cikaracagimi sanmislar ki korkularini acikca belirtmisler. Iste boyle rahatsiz edici cok da ukala bi sekilde yazilmisti reddedilme mektubum. Sonrasinda Julie de ben de hic konusmadik masayi kurduuk, yemeklerimizi yediik. Benim icin Londra'ya gitmek onemliydi ve cok uzuldum. Host ailemin yilbasi hediyesiydi hatta anlatayim size. Yilbasinda Julie ve ben yilbasi agacinin onunde oturup paketlerdeki isimleri tek tek okuyup hediyeleri sahiplerine veriyoduk. Mesela cok agir bi paketin icinde host babamdan Julie'ye, bana ve host anneme gelen paketi ben actim. O kadar agirdi ki actigimda kocaman tuglayi gorunce sasirmadim zaten. Ustunde kartpostal vardi. Arkasinda Londraya gidecegimiz gun ve ucak saatleri yaziyodu. Cooook sevinmistim daha guzel ne olabilirdi ki tum aile daha once hic gormedigim ve can attigim bi yere gidicektik. Ben bu haberden sonra aileme ve kuzularima ufak hediye alma derdine dustum. Zaten fazla para harcamamaya calismama ragmen neredeyse hic para harcamadim cunku hediye derdine dusmustum. Zaten babamin odedigi kredi kartini kullanip aileme hediye almak icime sinmiyodu. Ben de dikkatli harcadim plan yaptim ve en guzel sekilde yoluna koymustum aslinda tabii. Neyse uzatmiyorum Julie ile aglastik kisimlarini da geciyorum. Host annem ve babam eve geldiklerinde Julie ve ben sonunda aglamayi kesmis dizi izliyoduk. Ben host babamla host annemi gorunce yine aglamaya basladim. Ikisi de cok kizgindi bana degil tabiki. Ben de kendimi suclu hissediyodum herkes aylardir gitmeyi bekliyodu ben bozdum diye. Ben host ananem ve dedemle kalabilecegimi soyledim. Onlarin gitmesi gerektigini ama soylerken de agliyorum hay allahim alemsin Ilke ya =D Host annem bensiz hicbi yere gitmiceklerini soyledi bana yeni bi ulke sec dedi. Host babam da pasaportumu alip havaalanina gitmeye hazirlaniyodu. O sirada hem dusun hem de antremani aksatma git diye israr etti host annem kafan dagilir dedi. O kadar mutlu oldum o kadar sasirdim ki. Antremandan dondukten sonra -antreman boyunca nereye gitmek isteyecegimi dusundum- butuun aile bireyleri beni salonda bekliyodu. Ben antremanda dusunduklerimi anlatiyorum. Gormek istedigim elbette cok ulke var ama ben once Roma'yi dusunmustum. Sonra o duygusallikla ailemi gormek istedigimi dusundum. Amcalarim ve halalarim Hollanda'da yasiyo bildiginiz gibi. Onlari cok ozledim anlatamam hem butun amcalarim babama cok benziyo akliniz sasar. Hem babamla da hasret gidermis gibi olucaktim. Birbirimizi her gordugumuzde agladigimiz dunya guzeli kuzenlerimi de cok ozledim. Senede en fazla 1 kez gorusmek boyle kotu iste.. Neyse kalbim nasil Amsterdam diyodu anlatam. Host babam hizlica durumu anlatti paskalya tatili oldugu icin ucaklarda bos yer olmadigini seceneklerimizin cok az oldugunu soyledi. 3 sehir saydilar ve biri Amsterdam !! Yani Hollanda'ya gidiyoruz. Cooook mutluyum ve cok sansli hissediyorum. O kadar tatli bi ailem var ki onlari anlatmak icin ne yazsam az kalir. Boylece en cok uzuldugum gunlerden biri en cok sevindigim gune donustu. Ailece Ingiltere bile dememeye karar verdik, oyle bi ulke olmadigini varsayicaz hic degilse paskalya tatilinin bitisine kadar.
Bunun disinda kisaca neler yaptigimi da anlatayim. Hala liseli oldugumu biliyosunuz yani odevlerim ve duzenli gitmem gereken okulum var. Benim icin eglenceli cunku Norvecceyi cok severek ogreniyorum. Okulda cok fazla yorulmuyorum yani cok fazla odevim yok ama ufacik odevler icin bile cok calismam gerekiyo malesef. Almancayi merak ediyodur simdi annem ama hala sevmiyorum yine de notlarim iyi merak etme sen. Hafta sonu ikinci kez Isvec'e gittik host ailemle. Bu kez mutluyken gidicem oraya diyodum oyle de oldu.Yine de dedemin vefat ettigini orada ogrendigim icin hicbi zaman sevemicem Isvec'i. Okulun disinda haftada 4 gun antremanim var. Voleybol harika gidiyo, neydim ne oldum diyorum hep. Meger haftada 6 saat calisinca olucakmis. Onceden smac konusunda hicbi becerisi olmayan ben artik smacor mevkinde oynuyorum ve yerimden de siki antremanlardan da eve aksam 10'da gelmekten de sikayet etmiyorum cook mutluyum. Haftanin diger iki gunu tekvando antremanina gidiyorum. Simdi ayaklari ciplak hepsinin... Saka saka artik oyle bi fobim yok yani aslinda biraz var ama antremandayken yok. Cunku ne zaman dikkatim dagilsa kendimi yerde buluyorum. Dikkatim dagilmasa da yerdeyim gerci. Gorseniz ama daha kemerim bembeyaz hicbi sey bilmiyorum demek yani. Simdilik ogrenene kadar neredeyse her antreman sonrasi dayak yemis gibi oluyorum. Yine de cok eglenceli gercekten vazgecirmeye calismayin hic ! Sonra orgu ormeye devam ediyorum onceden sadece Tassen'in ustune ortecek kadar buyuktu. Simdi neredeyse benim ustumu ortebiliyo. Ne zaman ki Tassen ve beni ayni anda sicak tutucak o zaman bitiricem. Bu arada kardesim Julie de seneye de gisim ogrencisi olarak Amerika'ya gidecek ve host ailesi belli oldu. Gordugumuz kadariyla en az benim host ailem kadar tatli bi aile. Onun icin de icim rahat ve mutluyum. Iste boyle her sey yolunda anlayacaginiz.
Bugun host dedemle birlikte onlarin yasadiklari adaya gidiyoruz ve ben internetim olup olmayacagini bilmiyorum. Haliyle gorusemezsek panik yok ben zaten her firsatta yaziyorum. Ailemi gormek icin sabirsizlaniyorum. Canlarimin yarisini 5 gun sonra gormeye gidiyorum. Diger yarisi da beni Istanbul'da bekliyo. Herkese kocaman opucukler iyi ki varsiniz cankuslarim :))
30 Mart 2012
1 Mart 2012
Geriye kaldi 4 ay !
Herkese yeniden merhaba,
Sonunda mart ayina girdik zaman o kadar
cabuk geciyo ki geri donusume sadece 4 ay kaldi. Tabiki cok mutluyuum hem mart
ayi demek ilkbahar demek. Geri donmeme sadece 1 mevsim kaldi demek :) Uzun
suredir yazamadim demicem neden bilmiyorum icimden gelmedi belki annemlerle cok
sik konusup anlattigim icin gerek duymadim o sure icinde. Yazmadigim sure
boyunca beni en cok mutlu eden olay Damlos'un beni ziyarete gelmesiydi. 5 gun
boyunca doyasiya Turkce konusmanin tadini cikardik, gezdik host aileme Turk
yemekleri hazirladik... Subat ayim Damla'nin yolunu gozlerken gecip gidiverdi.
Bunun disinda voleyboldan arkadasim kis tatiline cikacagi icin hamsterina bakip
bakamicagimi sordu. Host annemden guzelce izin aldim ve o da Damla ve benimle
kaldi. Tassen hamsteri opucek mi yicek mi anlayamadigimiz icin olabildigince
uzak tutmaya calistik ama gercekten cok zordu. Hayvancagizin basina bi sey
gelmeden geri teslim ettim. Boylece de hamster alma fikrini kafamdan silmis
oldum. Sen tum gun uyu, tam biz Damlayla odamiza cikalim uyan tum gece de kosu
yap. Bazi anlarda bizi cildirtti, Damla kosmasan yuruyus yapsan diyerek
uyarmaya calisti ama tabiki kosusuna devam etti. Iyi ki geldin Damlos tekrar
cok tesekkur ederim sana !
Damlos'la Oslo'ya super bi tur yaptik :)
Londra icin vize basvurusunda bulunduk. Turkiye'den
geldigim icin ve daha once vizem olmadigi icin bircok kagitla ugrastik. Oslo'ya
basvuru icin gittigimizde ben zaten bi seylerin ters gidecegini
hissediyodum. Cunku elimdeki dosyanin icine bile bakmamistim bana ne sorsalar
cevabim bilmiyorum olucakti. Host babam da biraz acele ediyo cunku nisan ayinda
gidecegimiz icin oyle cok da zamanimiz yok. Lafi uzatmiyorum henuz basvuruyu
bile kabul edilmedi cunku kagit eksigimiz varmis ben de bundan sonrasi icin
kontrolu elime aldim her kagidi okudum artik kadin bana soru sordugu zaman
salak gibi bilmiyorum demicem. Bu arada sira beklerken yanimdaki abi birden
Turk olup olmadigimi sordu pasaportumu gormus sanirim. Boyle gergin oldugum
anlarda olsun hep boyle tesadufler :) cok sevindim birbirimize sans diledik
vize icin ama benimki tutmadi iste simdilik. Bu arada Londra host ailemden
yilbasi hediyesiydi. Hala agizlarindan Londra kelimesi ciktiginda lafima
tesekkur ederek basliyorum :)
Simdi size dun aksami anlatmak istiyorum. Aslinda sadece
dun aksami anlatacaktim ama lafi uzattikca uzattim yine. Dun aksam Afs
bulusmamiz vardi. Benim yasadigim bolgede benimle birlikte toplam 9 Afsli daha
var. Sik sik birbirimizin evinde ya da disarida bulusuyoruz. Ev bulusmalari
bizim ev gormesi gibi :) Evimizi, odamizi gezdiriyoruz, ulkemize ait yemekler
hazirlayip film izliyoruz ya da oyun oynuyoruz. Gercekten cooook eglenceli
oluyo hepimiz icin. Disarida bulusugumuz zamanlarda yemek yemeye, oyun oynamaya
ve tiyatroya gitmistik. Kis bastirdiktan sonra disarida hic bulusamadik sadece kayak
icin kampa gittik. Hepimiz gecen hafta dun aksam yapmamiz gerekenleri anlatan
bi mail aldik. Mailde ulkemizi tanitacagimiz yaziyodu. Dans ederek, sarki
soyleyerek, slayt yaparak veya ne istersek. Ikinci gorevimizde ulkemizde
sevilen bi yemegi hazirlamakti. Yemek olarak sarma yapmaya karar verdim. Cunku
Damlosla aileme de sarma hazirlayacaktik Afs icin de yapip buzluga koymayi
dusundum. Tatli olarak da lokum almayi dusundum. Damlayla yaptigimiz sarma cok
guzel olmustu -anneminkiyle yan yana bile koyamam ama- dedim ne sansli kizsin
Ilke sunuma da goturursun. Dun sabah buzluktan cikarttim eve geldigimde ilk is
tencereye koyup pisirmeye basladim. O sirada lokumlari guzelce dizip ustune Turk
bayragini da ekledim. Sarma icin icim huzursuzdu buzluktaydi ya guzel olmazsa
diye. Korktugum basima geldi sarmalarin pirincleri resmen erimis gibiydi ve
tadi benim icin cok kotuydu. Gozlerim doldu ya yemeksiz mi gidicem diye. Hemen
Gozde'ye sordum o da tadini bilmiyolar ki o kadar emek verdin gotur yemesinler
begenmezlerse dedi. Benim kaldiramicagim sey de oydu nasil ya herkes yicek her
ulkenin yemegini, Turkiyenin tabagi dolu kalicak hem de benim hatam yuzumden.
Sonra host kardesim tadina bakti neredeyse ayni ve cok guzel oldugunu soyledi.
Onlar daha once yemedi gercek tadini bilmiyolar, bence gotur dedi. Baktim iki
kiz kardesim de ayni seyi soyluyo laf dinliyim dedim. Ona da guzelce Turk
bayragini yerlestirdikten sonra hazirdiiim ! Yaklasik 5 dakikamiz oldugu
icin slaytimda Turkiye'yi her acidan ele alamazdim. Ben de en cok dikkatlerini
cekicek konudan bahsetmek istedim. Turkiye'ye gelen turistlerin en cok ziyaret
ettigi yerler... Slaytimda hic aciklama yoktu hepsini ben yaparim, konusurum
diye dusundum. Sonuna da Turkiye'de ilk ziyaret etmeleri gereken ilk yerin benim
evim oldugunu soyleyip ailemin resmini koydum. Slaytima Ataturk'u de
ekledim. Hem de son anda arabada yaptim. Host babam herkesin Ataturk'le ilgili
bi seyler de duymak isteyecegini soyledi. Benim de icim rahat degildi Ataturk
olmadigi icin. Bulusma yerine gittigimizde birbirimizin yanaklarina kendi
ulkemizin bayragini ve Norvec bayragini cizdik.Coook eglenceliydi gercekten :)
Turk bayraginda birazcik zorlandilar hihih. Herkes ailesi ve ulkesiyle ilgili
yemeklerle gelmisti. Guzelce aksam yemegimizi yedikten sonra herkes slaytina
basladi, kimisi sarki soyledi, dans etti. O kadar guzeldi ki hepimiz icimizden
geldigi gibi anlatiyoduk kendi yorumumuzu katarak. Ben sonlarda cikacagimi
dusunuyodum liderimiz beni cagirinca hemen gittim sahneye. Once Turkiye'yle ilgili
guzel bi video izletecektim. Bilgisayari buyuk ekrana bagladigimda haliyle
masaustu oylece gorunuyodu. Masa ustunde de Gozdeyle benim kucukluk resmimiz
vardi. Isiklar kapandi artik baslicaktim. Bu arada benim ikizim var kucukluk
resmimiz diyip durumu uzun uzun anlattim. Daha dakika bir heyecandan
sacmaladigim. Videoyu baslattim gercekten cok guzeldi. Herkes izliyo, begeniyo
ya o gururun tarifi yok. Slaytima basladim ama o kadar cok heyecanlandim ki
Kapadokya mesela, nasil olustugunu Norvecce anlatmak icin o kadar calismistim.
Soylediklerim sadece benim dusuncemdi, gitigimde gorduklerim. Antalya'ya
sira geldiginde ilk cumlem eger evde Antalya ile ilgili konusmaya basliyosak
yaz geliyo demektir oldu. Norvec'te bana sorulan garip sorularin hepsine daha once
sorulmustu diyip cevap verdim, bizimle ilgili bilmedikleri seyleri soyledim. Soylemek istedigim kagida yazdigim bilgilerin yarisini unuttum, neler anlattigimi soyledigimi inanin hatirlamiyorum ama cooook gulduk birlikte cook eglendim sahnedeyken de. Host
babamin bakislarindan her seyin harika gittigini anliyodum. Slaytimin sonunda
Atatürk resmi cikti. Diger yerlerle ilgili konusacagim seyler yuzeysel oldugu
icin hemen aklima geldi ve sohbet eder gibi konustuk ama Ataturk geldiginde
sanki beynim durdu. Bekledim bekledim herkes bana bakiyodu. Ben de onlara
Ataturk'un hayatini, savas donemini, eski zamanlari anlatmak istemedigimi
soyledim. Aynen soyle dedim : Ben eger bugun kendi kararlarimi kendim
verebiliyosam, dunyanin baska bi yerinde sizinle birlikte degisim ogrencisiysem
ve bu kadar mutluysam hepsi onun sayesindedir.Sizin icin olmayabilir ama benim icin
dunyadaki en onemli insan o dedim. Sonrasinda sesim o kadar titredi ki
aglicaktim anlatamam. Daha slaytim bitmemisti ama o kadar cok alkisladilar ki
gidip hepsine tek tek sarilmak istedim. Biliyorum ki oradaki herkes Atatürk'ü
taniyodu. Hatta biliyo musunuz Norveclilerin Atatürk gibi dusunmek diye
deyimleri var icinden cikilmaz bi duruma dustuklerinde, zorlandiklarinda
kullaniyolar. Aynen soyle "Tenk som Ataturk". Yani boyle bi ulkede
degisim ogrencisi oldugum icin daha da mutluyum artik. Dun gece ve bu sabah bi
suru mail aldim. Ailelerden ve liderlerden. Hepsi sunumun cok icten oldugunu ve
Turkiye'yi cok begendiklerini artik Turkiye'ye gelmeyi cok istediklerini
yazmislar. Iste benim odulum de kendime aferin be kizim dememin sebebi de bu !
Unutmadan sarmami herkes cok begendi iyi ki huysuzluk yapmamisim :))
Italyan arkadaslarimizin ulkeleriyle ilgili hazirladiklari soru- cevap yarismasinda birinci olduk. Elimdeki cips de odulumuz :)
Minicik Turk yemek kosesi :)
Malesef elimde gosterebilecegim en duzgun fotograf bu host babamin fotograf makinemle pek arasi yok da :)
Biraz uzun oldu biliyorum.
Okudugunuz icin, zaman ayirdiginiz icin cok tesekkur ederim cankuslarim.
Sunumum icin yardim eden dunya tatlilarim size de cok tesekkur ederim. Hepinizi cok ozledim, kucak dolusu
sevgilerle :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)